Yaman Törüner
Milliyet Gazetesi
(20.11.2004)
Gözden kaçmayan küçük şeyler
Barbara Pachter, iş hayatında gözden kaçırılmaması gereken küçük ama önemli davranış biçimlerini bir kitapta toplamış. Gerçekten de, bu küçük şeyler sayesinde hakkınızda verilen veya verilecek olan karar değişebiliyor.
İşte onlardan bazıları:
Birisiyle tanıştıracağınız iş arkadaşınızı cinsiyetinden bahsetmeden ve mümkünse en iyi yaptığı işten bahsederek tanıştırın.
El sıkışırken eliniz ne çok sert ne çok hafif olsun ve her el sıkıştığınız kişiye "memnun oldum", "sizinle tanışmak güzel" gibi bir şey söyleyin.
Her görüşmeden önce konuşacağınız konuları hazırlayın. Hatta, "Bu trafikte nasıl zamanında gelebildiniz?" gibi konuşmaya başlangıç cümlelerini bile gözden geçirin.
Dinlemeyi öğrenin. Gerekirse, dinlemenizin engellenmemesi için tedbirler alın. Örneğin, kapıyı ve telefonları kapatın. Vücut dilinize dikkat edin. Karşınızdakinin sözünü kesmeyin. İlginizi başka şeye vermeyin. Karşınızdaki hakkında önyargılı olmayın, onun söyledikleri hakkında sorular sorun. Size anlatılan şeylerin "diyorsunuz ki.." veya "anladığım kadarıyla" diye başlayarak bir özetini yapın.
İş arkadaşlarınızla konuşurken nazik kelimeler seçin. Başarılarını içtenlikle tebrik edin. Dedikodu yapmayın. Her şeyden şikayetçi olan bir kişilik sergilemeyin. İş arkadaşlarınızın ve müşterilerinizin telefonlarına ve elektronik postalarına zamanında cevap verin.
İş sırasındaki davranışlarda açık ve yardımsever olun. Bir konu üzerinde ihtisaslaşın. O konu sizden sorulur olsun. İşiniz konusundaki her fırsatı değerlendirin. Odanızı birkaç kişi ile paylaşıyorsanız, başkalarının misafirlerine "hoş geldiniz" demeyi ihmal etmeyin.
Kendiniz içim bir kart bastırın ve her iş görüşmesinde kartınızı verip karşınızdakinin kartını isteyin. Kartların üzerine nerede ve nasıl tanıştığınızı kısaca not edin. Aldığınız kartları değerlendirecek bir sistem hazırlayın ve yılbaşlarında, bayramlarda kart sahiplerini hatırlayın.
Çalışanın patronuna hediye vermesi gerekmez ama patron çalışanına hediye verebilir. Basit şeyler, pastalar iyi hediyelerdir. Bu konuda şirket geleneklerine uyulur. Müşterilere verilecek hediyelerde de şirket gelenekleri önemlidir. Diğer şirketlerden hediye kabullerinde de şirket gelenekleri esas alınmalıdır. Birçok şirkette gelen hediyeler çalışanlar arasında paylaştırılır. Gelen hediyelerden patronun haberi olması gerekir. Çiçekler, çikolatalar, pastalar bu geleneklerin dışındadır. Hediye vermede veya almada kesinlikle aşırıya kaçılmamalıdır. Hediye sonrasında mutlaka teşekkür notu gönderilmelidir.
* * *
Bu enteresan konuya devam edeceğim.
Yaman Törüner
Milliyet Gazetesi
(25.11.2004)
Gözden kaçmayan küçük şeyler (II)
Barbara Pachter iş hayatında gözden kaçırılmaması gereken küçük ama önemli davranış biçimlerini bir kitapta toplamış. Gerçekten de bu küçük şeyler sayesinde hakkınızda verilen veya verilecek olan karar değişebiliyor. Geçen haftaki yazımda, bunlardan bazılarına değinmiştim.
İşte diğerleri:
İyi bir yönetici olmak istiyorsan, her şeyi olumlu yönden gör. Hedefleri belirle. Bir taraftan kendini eğitmekten geri kalma. Teknolojiyi takip et. Kurumun politikalarını iyi uygula.
Bir eleştiri karşısında, hemen kendini korumaya geçme. Açık yürekli ol. Gerekirse, değiş. Eleştiri getireni hoş karşıla.
Zamanını planla. Önceliklerini belirle. İşlerin bitirilmesi için gerçekçi süreler tanı. İş devrinden kaçınma.
Telefonla arayanlara aynı gün içinde cevap ver. İzin almadan arayan kişiyi beklemeye alma. Bir misafirin varsa, telefona cevap verme. Telefonla konuşan kişiye, dışarıdan bir şeyler söylemeye kalkma. Arayanın sesini odadaki herkesin duyması istiyorsan, bunu arayana bildir. Konferans görüşme yapılıyorsa, herkesin kendisini tanıtmasına olanak tanı.
Uluslararası iş yaparken "Roma´da Romalı gibi" davranmayı bil. Kendi gelenek ve davranış biçimlerinde ısrar etme. Gittiğin ülkenin geleneklerine saygı göster. Ülkenden gelirken küçük hediyeler getir. Davetleri kabul et. Yurtdışından gelen misafirinin otel odasına çiçek veya meyve gönder.
Bir işten ayrılırken, kovulmuş olsan bile sakin ol. İş arkadaşlarınla iyi ayrıl. Patronunla köprüleri atma.
Birisine kötü bir haber vereceksen, yalnız konuş. Doğrudan ve basitçe olanları anlat. Nazik ol. Ona alternatifleri anlat. Yardım teklif et.
Bay veya bayan olsun, hiyerarşik olarak yukarıda olan daima tokalaşmak için elini önce uzatır. Hiyerarşik olarak yukarıdaysan bunu unutma.
Artık baylar bayanların sandalyelerini çekmek, paltolarını tutmak veya paketlerini taşımak zorunda değiller. Eski kurallar değişiyor.
Dik dur. Dik otur. Konuşurken karşındakinin gözlerine bak. Küçük komplimanları kabul et.
Bir şeyi biliyorsan, "Sanırım" veya "Zannederim" deme. Soruyu, soruyla cevaplama.
İzin almadan başka birisinin internet posta adresini kimseye verme. "Teşekkür" yazılarını internet postasıyla gönderme.
İş ilişkilerinde sıkıntı yaratmak istemiyorsan, kimseye karşı suçlayıcı cümleler sarf etme. "Sen" yerine "ben" ile başlayan cümleler kur. Örneğin, "Dinlemiyorsun" demek yerine "Bunu dikkatle dinlemenizi istiyorum" diyebilirsin.
Münakaşa çıktığında, yumuşak üsluplar kullanmayı dene. "Senin de bildiğin gibi" veya "Bunu kötü anlamda kullanmadığını biliyorum" gibi sözcüklerle cümle kur. Vücut dilini kontrol et. Sesini yükseltme. Gerekirse, bu kişiyle uygun bir zamanda özel olarak görüş.
Anlaşmak için "orta bir yol" bulmak zorundayız. Çoğu zaman başka çözüm bulamayabiliriz. Küçük bir sızıntı, büyük bir gemiyi batırabilir.