27 OCAK 2010
Sayın Dr. Gökhan Günaydın,
TMMOB
Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Gökhan Bey,
Uzun zamandır GDO konusunda yaşanan tartışmaları takip ettiğim gibi bu konuya duyarlı ziraat mühendisi-akademisyen olarak doğruları ama yalnızca doğruları söylemek adına epey çaba sarf etmekteyim.
Hemen söyleyeyim, GDO taraftarı değilim ama modern tarım tekniklerine, teknolojiye karşı da değilim. Teknoloji, doğru, uygun, zararsız ve gerekli ise kullanılır diyenlerdenim, yani sessiz çoğunluğun sesi olmaya çalışanlardan biriyim.
Doğruları söylemek adına kimlerle işbirliği yapılması gerektiği konusunda şahsım adına aşırı dikkat ve özen göstermekteyim. Ziraat Mühendisleri Odası olarak tarafınızca sergilenmekte olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve ülkemizin tarım politikaları konusundaki girişim ve görüşlerinize saygı duyuyorum ve önemli kısmını da paylaşıyor, destekliyorum. Ancak GDO’ya hayır platformu içinde sizlerle bütünleşip boy gösteren, tarafınızca desteklenen cerrah Prof.Dr. Kenan Demirkol gibi tarımda her türlü teknolojinin kullanımına karşı çıkan, olur olmaz, akla ziyan, biz ziraatçılara hakaret etmeyi kendine görev edinen bir kişiyle işbirliğini içinde olmanızı anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu zat, Tarım Eğitiminin 164. Yıl dönümünde Fakültemizde Odanız Adana Şubesi ile birlikte gerçekleştirilen 11 Ocak 2010 günü yapılan etkinlikte “Beslenme Demokrasisi” başlıklı konferansında tarım adına tüm zehrini kustuğu gibi, bizim için çok anlamlı ve önemli bu günde tarımı bir çift öküze mahkum ederek ve sütü zehir olarak lanse ederek hedefini bilmediğimiz özel misyonu ortaya koymuştur.
Bu zat, GDO’ya karşı olma kisvesi altında uzmanı olmadığı pek çok konuyu anlamsız sloganlarla (Beslenme Demokrasisi, Beslenmenin Demokratikleştirilmesi vb) gündeme taşımakta, konu hakkında bilgisi olmayan pek çok insanın kafasını karıştırmaktadır. Odanızın desteğinde Denizli’de 13 Ekim 2009’da Dünya Gıda Günü etkilikleri kapsamında verdiği konferans ve son 5-6 aydır değişik gazete ve dergilere verdiği beyanatlar ibret alınması gereken niteliktedir. Bu şahsın doktor olan eşinin bulgusuna göre 1.5 yaşındaki çocuğun kasığında tüylenme görülmüş. Bu durum Kenan beyin doktor olan eşinin bizatihi gözlemi imiş ve sebebini de uzun takip sonrası bulmuşlar, sebep YOĞURT muş. Bir insan bu kadar insafsız olamaz. Yoğurt inokülantı GDO’lu olduğu için bu çocuğa yoğurt yedirilmesini yasaklamışlar ve anormallik önlenmiş. Bu adamın işi GDO maskesi altında hayvansal gıdalar, süt, yoğurt, et ve yumurta ile uğraşmak. Madem GDO o kadar kötü, tıpta kullanılan insülin, aşı ve interferon da GDO, neden uzmanı olduğu bu alanda konuşmuyor da sürekli et, süt, süt ürünleri vb. gıdalar üzerine konuşuyor.
Bu ülkenin insanlarının sınırsız neyi var ki de yemediler. Bu kişi kendini beslenme uzmanı zannederek ülkemiz için mercimekli bulgur pilavından daha ala gıda olmadığını söylüyor, sürekli hayvansal protein kaynaklarına saldırıyor, beslenme demokrasisi adı altında hayvansal gıdaları sağlıksız gıda olarak tanıtıyor, bu ürünlerin tüketilmesini engellemek için var gücüyle uğraşıyor ve hepsinden önemlisi bu işi sizinle İŞBİRLİĞİ içinde yapıyor. Misyonu nedir? Orada-burada sizin desteğinizle yalan-yanlış neden konuşuyor? Bu kişiye destek verme konusunda bizim bilmediğimiz bir konu mu var?
Bu ülke sizin vereceğiniz doğru bilgilere muhtaçken, siz bu ülke insanının doğru beslenmesine yön verecek kamusal bir organizasyon iken, konuştuklarının nereye vardığını bilmeyen, bu ülkenin ziraatçılarına hakaret etmeyi kendinde hak ve vazife gören, insanları yanlış bilgilendiren, bunu son derece bilinçli şekilde yapan Kenan Demirkol’a NEDEN destek veriyorsunuz? Kenan Demirkol’un alanına ve işine saygı duyuyorum ama yalan-yanlış gıda ve besleme bilgileri veren, cümle aralarında sürekli biz ziraatçıları küçümseyen, alay eden ve kendine özgü tavırlarıyla hakaret eden bir kişiliği de asla doğru bulmuyorum.
Bu ülkenin ziraatçıları yetersiz mi? Bu konularda uzman binlerce arkadaşımız varken neden bu zatı muhterem? Medyatik özellik kazanarak özel hastanede reytingi yüksek cerrah olmanın dışında bizim bilmediğimiz kendine-özel başka bir özelliği daha mı var?
Sizin Oda olarak genel başkanlığını yaptığınız biz ziraat mühendislerini aşağılatmayı kim kendinde hak görüyor? Mutlaka bunun mantıklı ve ülkemizin fayda sağlayacağı bir açıklaması vardır diye düşünüyorum. Bu arada üzerine ölü toprağı serpilmiş biz ziraatçıların toparlanma zamanı geldi artık. Mensubu olmaktan onur duymamız gereken, gıda üretimi gibi kutsal bir işi yerine getiren, ülkemize ve tüm insanlığa hizmet veren camiamıza, mesleğimize ve uzmanlığımıza sahip çıkalım, yanlış bilgilerle insanların kafasını karıştıranları, en değerli gıdaları zehir olarak takdim edenleri onur konuğu yapmayalım.
Lütfen bindiğimiz dalı kendimiz kesmeyelim, kendimize hakaret ettirmeyelim, biz bu ülkenin gerçek sahipleriyiz, tüccar değiliz, sınırsız paramız yok, kafamız bozulunca çekip çıkıp gidenlerden değiliz, olamayız da, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan paralarla yurtiçinde veya yurtdışında bu ülkeye hizmet için eğitim aldık. Aldığımız eğitimin gereğini de yerine getirmek bizim görevimiz.
Bu yazıyı şahsım ve temsil ettiğim görevler (görgüsüzlük değil sorumluluklarım adına) adına yazıyorum. Konuyla ilgili cevabi yazınızı bekliyorum.
Saygılarımla
Ziraat Yük. Müh. Hasan Rüştü Kutlu (Prof.Dr.)
Çukurova Üniv. Ziraat Fak. Zootekni Böl. Yemler ve Hayvan Besleme A.B.D. Başkanı
Çukurova Zootekni Derneği Başkanı
Avrupa Zootekni Federasyonu (EAAP) Türkiye Temsilcisi
AB 7. Çerçeve Programı Gıda, Tarım, Biyoteknoloji Alanı Türk Delegasyonu Uzman Üye
TÜBİTAK- Tarım, Ormancılık ve Veterinerlik Araştırma Grubu (TOVAG) Yürütme Komitesi Üyesi